Öğrencilerin Öğrenme Motivasyonlarını Artırmak İçin 10 Yöntem

Öğrencilerin Öğrenme Motivasyonlarını Artırmak İçin 10 Yöntem

GÜLŞAH BAYIR | Hayırseverler Ortaokulu Fen Bilimleri Öğretmeni

Okullarımızda ki öğrenci başarısını arttırmak için sürekli olarak eğitim sisteminde değişiklikler yapılmaktadır. Her yeni gelen bakanla beraber yeni projeler ve yeni sistemler ortaya atılmaktadır. Aslında işin özü öğreten ve öğrenenin mutluluğunu esas almaktır. Öğrenciler öğrenmeye hevesli ve gönüllü ise öğretmenin öğretme isteği de artacaktır.  Bu yazım da sizlere öğrencilerin motivasyonunu arttırmak için kullanabileceğimiz 10 yöntemden bahsedeceğim.

Öğrencilere değer verdiğimizi hissettirmek, onlara isimleriyle hitap etmek ,   söz almaları için onları gönüllendirmek, sınıfta yaptıkları etkinlikler veya derse katkıda bulunduklarında onları onurlandıracak söz söylemek öğrencilerin en çok ihtiyaç duyduğu duygusal ihtiyaçtır. 

Derste anlatacağımız konuya hakim olmak, öğrencilerden gelen her soruya öğrencinin öğrenme isteğini karşılayacak ya da onu araştırmaya yönlendirecek şekilde cevaplar vermek öğrencilerinizin sizin iyi bir öğretici olduğunuza inanmalarını sağlayacaktır.

Ders işlenişinde sözlü anlatım, soru-cevap gibi klasik yöntemlerin yanında öğrencilerin derste aktif olabileceği etkinlikler seçmek, deney, gezi, gözlem, drama gibi öğrencilerin yaparak ve yaşayarak öğrenmelerini sağlayacak bu etkinliklerde beraber başarmanın mutluluğunu yaşayacaklar ve siz bu heyecanı yaşattığınız için dersinizi iple çekeceklerdir.

Öğrencilerin öğrendiklerini uygulayabilecekleri ortamlar hazırlamak ya da yarışma, festival vb etkinliklere katılmaları için teşvik etmek  onları sosyalleştirmektir. Bu tür ortamlar öğrencilerin birey olarak toplum içinde yer almalarını sağlarken öz güvenlerinin gelişmesi için de olanak sağlayacaktır. Sunum ve ifade becerilerini arttıracaktır.

Öğrencilerin dış ortamda sosyalleşmesi  çocuğu ve aileyi gönüllendirecektir. Sosyal etkinlik, yarışma ve aktivitelere katılması çocuk için faydalı olduğu kadar aileyi de gururlandıracak ve mutlu edecektir. Çünkü aile çocuğunun potansiyeline şahit olduğundan onun motivasyonunu arttıracak eğitim olanaklarında çocuğunu teşvik edecek öğretmeni destekleyecektir.

Çocuklarla sohbet etmek ve iyi bir dinleyici olmak, önemlidir. Çocuklar büyük bir potansiyeldir. Heyecan dolu ve dinamiktir. Onlarla sohbet ederken nasihat vermek, ben sizin yaşınızdayken şeklinde ders verici konuşmak onların ilgisini çekmezken onları dinlemek ve ilgi alanları ile ilgili sohbetler kurmak öğrencileri öğretmenlerine bağlayacaktır. Sizinle sohbet edebilmek için bile dersinizin başlayacağı günü sabırsızlıkla beklerler.

Dersin işleyişinde teknolojiyi kullanmak , teknolojinin içine doğmuş öğrencilerimizi düşünürsek onların oldukça hoşuna gidecektir. Akıllı tahta, eba, 3D uygulamalar ile öğrencilerinize görsel şovlar , videolar ve sunular izletebilirsiniz.

Derslerde yardım sever ve sabırlı olmak öğrencilerin öğretmenlerinden beklediği en önemli özelliklerdendir. Öğretmenini seven öğrencilerin öğrenmeye istekli olma durumları çok yüksektir. Sınıfta sürekli bağıran ve azarlayan bir öğretmeninizin olduğunu düşünün bu sizi ne kadar öğrenmeye istekli kılar. 

Her öğrencinin farklı olduğu unutulmamalıdır. Öğrencilerimiz ile ilgili yeterli rehberlik bilgisine sahip olursak onların içinde bulundukları ruh hali ve kişilik özelliklerini , aile yapılarını biliriz. Bunları bildiğimizde hoş görü, yardım severlik ve sabır konularında doğru yaklaşımı sergileyeceğimiz kesindir. İlgili bir öğretmene sahip öğrenciler öğrenmeye heveslidir.

Son olarak şunu söylemeliyim ki bir şeyi severek yapmalısınız. Yoksa en iyi verimi ve başarıyı sağlayamazsınız. Dersine severek giden bir öğretmen o dersi en verimli hale getirecektir, o öğretmenin dersine severek katılan öğrenciler en iyi öğrenmeyi gerçekleştireceklerdir. 

Öğrencilerin Ders Konsantrasyonunu Artırmak İçin 10 Yöntem

Öğrencilerin Ders Konsantrasyonunu Artırmak İçin 10 Yöntem

CAN TERLER| Karaisalı Atatürk Ortaokulu İngilizce Öğretmeni

Son yıllarda birçok öğrenci derse motive olmada güçlük çekmekte,  genellikle ders dinlemeye, derse katılmaya ve ders çalışmaya konsantre olamamaktadırlar. Bu durumda öncelikle motivasyon problemi üzerinde çalışılmalıdır. Motivasyon eksikliğinin nedenleri araştırılmalıdır. Temel ihtiyaçlar gözden geçirilmelidir. Eğer motivasyon eksikliği temel ihtiyaçların karşılanmamasından kaynaklanıyorsa, öncelikle bu ihtiyaçların yeterli düzeyde karşılanması yoluna gidilmelidir. İhtiyaçlardan sonra üzerinde durulması gereken bir nokta öğrencinin öğrenmeye olan tutumudur.

Twin School ile çocuğunuzu geleceğin mesleklerine hazırlayın.

Twin School Nedir? (Sadece 30 saniyede keşfedin!)

Dikkati toplama ve konuya yönlendirme alışkanlığı, bütün alışkanlıklar gibi alıştırmalarla kazanılabilen ve geliştirilebilen bir alışkanlıktır.

Bu nedenle dikkati konu üzerinde toplayıp yöneltebilmek için izlenebilecek yollar şunlardır:

Öncelikle ders yapılacak yeri ders dinlemeye, anlamaya ve konsantre olabilmeye uygun hale getirin;

Öncelikle çalışmaların uygun bir ışık altında  ve ışık arkadan gelecek şekilde ayarlanmalıdır. Çalışma ortamınızın çok sıcak veya çok soğuk olmamasına, oda ısısının 22 C dolayında bulunmasına özen göstermemiz gerekmektedir.

Derse başlamadan önce anlatacağımız konuyla ilgili ön bir açıklama yapın;

Öğrenciler tarafından yapılan çalışmanın amacını bilmek, bu işi benimseyip ona sahip çıkmalarını ve kendilerini derse güdülemeye yardımcı olur.

Hareketli faaliyetler yapın;

Hareketli faaliyetleri her zaman önemsemek gerekir. Özellikle ilkokul ve ortaokul yaşlarında hareket etmek, çocuk olmanın en keyifli uğraşlarından biridir. Bir çocuğun hareket etmesi için çoğu zaman belirli bir amacın olması bile gerekmez. Küçük bir çocuğun günde yaklaşık 6-7 saat harekete ihtiyacı vardır. Ayrıca, baharla birlikte bu ihtiyacın arttığı da düşünülürse, çocukların masa başı ve kendilerini pasifize edecek faaliyetlerini dikkatlerini vermeleri çok zordur. Bu nedenle, çocukla yapılan faaliyetlerde hareketliliğe özel bir önem vermek gerekir. Bir anlamda, çocukların hareket etmesi dikkatlerinin dağılmasını değil, toplanmasını kolaylaştırır.

Merak uyandırıcı materyaller kullanın;

Öğrencinin kendisini konuya vermesinde, ona karşı merak duymasının ayrı bir önemi vardır. Konuya merak uyandırmada en önemli unsurlardan birisi de dersle ilgili farklı, ilgi çekici materyaller kullanılmasıdır. Gerçekle merak, dikkati toplamayı sağlayan itici güçtür. Bir şey ancak merak edildiği oranda öğrenilir.

Çalışmada duyu organlarını fazlaca kullanın;

Öğrencinin derse ne kadar katılımı sağlanır, ne kadar becerilerini kullanma fırsatı verilirse konsantre o kadar artar. Çalışma sırasında okuma, yazma, anlatma, uygulama vb. gibi değişik etkinliklere yer vererek öğrencilerin dikkatini dağılmasını önleyebiliriz.

Dinlenerek çalışın;

Yorulma arttıkça konsantrasyon bozukluğu daha çok görülür. Dışsal hiçbir etken olmasa da kişi konsantre olmakta ve çalışılan materyali algılamakta güçlük çeker. Etkinlikler arasında birkaç dakika geçişler yaparak çalışmak anlama verimini artırır.

Küçük aralar verin;

Bir öğrencinin dersle ilgili dikkatinin en canlı olduğu zaman, ders  başladıktan sonra ilk 20 dakikadır. Bu süreden sonra öğrencide dikkat dağılma ya da konsantrasyon bozukluğu belirtileri görülebilir. Ancak her 20 dakika sonunda 10 – 15 dakikalık bir süre derse ara vermek, ders çalışmada kopukluğa yol açabileceği için uygun olmaz. Bunu yerine, 1 –2 dakikalık dikkat toplama egzersizleri yapılabilir. Örneğin ders anlatırken belirli bir ara verme  , ayağa kalkıp birkaç adım atılacak sınıfın içerinde egzersizler yapılabilir. Ders çalışırken 1 – 2 dakika ara vermek ve bu egzersizleri yapmak zihni dinlendirir ve dikkatin yeniden toplanmasına katkıda bulunur. Bu egzersizlerden hemen sonra ders anlatmaya geri dönebiliriz.

Farklı teknikler uygulayın;

Uzun süreli olarak, tek düze biçimde sürdürülen bir çalışma, öğrencinin kendisini konuya vermesini güçleştirir ve onda çalışmaya ve konuya karşı genel isteksizlik yaratır. Oysa, dersin değişik teknikler uygulanarak yapılması, dikkatin dağılmasını önler, anlama ve kavramayı kolaylaştırır. Bu nedenle, ders yaparken olabildiğince çeşitli çalışma teknikleri (okuma, yazma, anlatma, drama, canlandırma ,deney yapma vb.) kullanılmalıdır.

Söylediklerinizi tekrarlatın;

Çocuğa çeşitli yönergeler vererek, aynı yönergeleri tekrarlamasını istemek de işitsel dikkat açısından etkili bir uygulamadır. Oyunlaştırarak ve eğlencesini ön plana çıkararak, ikili, üçlü, dörtlü yönergeler verilmeli ve çocuktan bu yönergeleri tekrarlaması istenmelidir. Hatta bu yönergelerin gerektirdiği faaliyetleri yapması istenmelidir. Örneğin, “Şimdi senden, bu kitabı alıp kendi odana koymanı, odandaki kırmızı renkli kalemi alıp bana getirmeni istiyorum.” gibi.

Öğrencinin kendine güven duymasını sağlayın;

 Öğrencinin yaptığı çalışmaya kendini vermesi, her şeyden önce o işin üstesinden geleceği konusunda kendine güvenmesini gerektirir. Yetersizlik duyguları içindeki bir öğrencinin, başarı sağlamak için, dikkatli bir çalışma ortamı içinde bulunması güçtür.

Öğrenmenin temeli , dikkatin konu üstüne toplanmasına dayandığına göre; konuya kendini vererek öğrenen kişi, kendisine karşı bir öz saygı duygusu da geliştirmiş olacaktır.

Genellikle, bir işi başarma yolunda kendine güvenen bir kimsenin, bu işin gerektirdiği dikkate de sahip olduğu kabul edilmektedir.

Dersle ilgili farklı materyaller kullanın;

Konuyla ilgili bulmaca çözmek ,çeşitli elektronik materyallerle dersi zenginleştirmek ve  zeka oyunları oynamak çok güçlü bir şekilde konsantrasyon artırıcı etkiye sahiptir.

Kodlama Eğitiminin Çocukların Gelişimine 10 Etkisi

Kodlama Eğitiminin Çocukların Gelişimine 10 Etkisi

AHMET FARUK ÖZYILMAZ | Esentepe Ortaokulu Bilişim Teknolojileri Rehber Öğretmeni

Yaratıcı düşünce

Yeni şeyler öğrenme ve yaratıcı düşünme arasında güçlü bir bağ vardır. Eğitimler sırasında yaratıcılık yönü öne çıkan çocuklar hangi alanlara ilgilerinin olduğunu da keşfedebiliyor, kendi oluşturdukları dünyada eğlenirken aynı zamanda yenilikçi de olabiliyorlar.  

Problem Çözebilme Becerisi

Robotik kodlama öğrencilerin soyut düşüncelerini somut hale getirmelerini ve üretken olmalarını teşvik ediyor. Öğrenilen kodlarla birlikte öğrenciler, robotun davranışlarını istedikleri gibi değiştirip hareketlerini yönetebiliyorlar. Bu sayede öğrenciler hayatlarının diğer alanlarında karşılaştıkları problemlerde de alternatif çözümler üretme becerisini kazanmış oluyorlar.

Teknik Beceriler

Robotik eğitimi sayesinde öğrencilerin motor kabiliyetleri gelişiyor. Kodlama ve matematik birbiri ile bağlantılı olduğundan kodlamayı öğrenirken aynı anda öğrencilerin matematik becerileri de gelişiyor.  Ayrıca teknik temel bilgilerin kavranmasını sağlayan eğitimin bir diğer faydası da öğrencilerin disiplinler arası bağlantı kurmayı öğrenmeleridir.

Pes Etmemek

Robotik kodlama eğitimi aşamalı bir öğrenme sürecinden meydana geliyor. Ayrıca uygulamalı etkinlikler konsantrasyon, dikkat ve azim gerekiyor. Öğrenciler eğitimlerde başarmak için sürekli denemek ve çözüm üretmek gerektiğinin bilincine vararak pes etmeden çalışmayı öğreniyorlar

Takım çalışması

Robotik kodlama eğitimleri aynı zamanda ekip çalışmasını teşvik eden birlikte öğrenme ortamı sağlıyor. Geleneksel sınıflar yerine farklı becerilere sahip öğrencilerin bir arada çalışması öğrencilerin farklı alanlardan bilgiler edinmesini ve farklı öğrenme yollarını keşfetmesini olanaklı kılarken aynı zamanda sınıf içi iletişimi de artırıyor. 

Analitik düşünme becerileri kazandırır

Analitik düşünmek “bir problemi çözmek için, bilgileri ayrıştırarak ve sorunu oluşturan öğeleri göz önüne alarak sonuca varmak için yürütülen sistematik düşünme tarzı” olarak tanımlanır. Kodlama öğrencilerin bir problemi çözerken küçük parçalara bölüp bütünü daha iyi kavrama becerisini kazandırır.

Olay veya durumlar arasındaki ilişkilerin görülmesini sağlar.

Birçok olay birbiri ile ilintili olarak gerçekleşir. Bunlar arasındaki bağı anlayınca oluşan problemi çözmesi kolaylaşır. Öğrenci Kod yazarken olayların bağını, sırasını görüp ona göre kodunu şekillendirecek ve çözüme ulaşacaktır.

Makinaların çalışma mantığını kavramasına yardımcı olur.

Robotik çalışmalar yaparken makinaların çalışma mantığını da kavranması gerekir ki o makinayı çalışmasında kullanabilsin. Örneğin kullandığı robotik projede basit Makinalar kullanılması gerekiyorsa bunların nasıl çalıştığını fen derslerinde öğreniyor ama tam kavrayamıyor. Burada uygulayarak yaptığı için çok daha iyi kavrayabilir. 

Planlama Becerisi gelişir 

Kodlama yapmadan önce algoritma yazmak gerekir. Bu problemin çözümünün basamaklar halinde yazılmasıdır. Bu aşamada öğrenci çözüm için bir plan geliştirmekte ve o planı kodlama esnasında hayatta geçirmektedir. Plan algoritma düzgün olsa sonuca daha kolay ulaşır. Bu da plan yapma Becerisi geliştirir. 

Değerlendirme ve karar verme Becerisi kazandırır 

Kodlama yapan öğrenci kodları çalıştırınca istediği şeyin gerçekleşip gerçekleşmediğini sürekli değerlendirir. Eğer istenilen sonuca ulaşmamış ise yeni fikirler ve uygulamalar için karar verir. Çoğunlukla ilk yazılan kod sonuca ulaştırmaz belki onlarca kez değiştirmek zorunda kalır ve değerlendirme ve yeni kararlar verip uygulama Becerisi gelişir.

Kaynakça:

Kodlama ve Robotik Derslerinin Önemi

Okullarda Robotik ve Kodlama Eğitiminin Önemi

Robotik ve Kodlamanın Eğitimdeki Önemi

Robotik ve Kodlamanın Eğitimdeki Önemi

AHMET FARUK ÖZYILMAZ| Esentepe Ortaokulu Bilişim Teknolojileri Rehber Öğretmeni

Alfa kuşağına robotik eğitim

Kuşak :“Yaklaşık olarak aynı yıllarda doğmuş, aynı çağın şartlarını,dolayısıyla birbirine benzer sıkıntıları, kaderleri paylaşmış, benzer ödevlerle yükümlü olmuş kişilerin topluluğu”  olarak tanımlanmaktadır.

Kuşaklar tam sınırları belli olmamakla birlikte, X kuşağı 1960-1980, Y Kuşağı (1980 – 1995 ), Z Kuşağı (1996 – 2010) Alfa Kuşağı (2011 ve sonrası ) doğan insanları ifade etmektedir. Şu an Alfa kuşağı ilkokul çağındaki çocukları kapsamaktadır. Bu nesil teknolojinin içine doğmuş bir nesildir. Alfa nesli ilk bireyleri doğduğunda iPad tanıtılmış ve cep telefonları hayatımızın içerisine iyice girmişti dokunmatik, akıllı telefonlar çağı başlamıştı ve şimdi bu çocuklar 8 yaşında. Bunlar önceki kuşaklar gibi değil. Bunların ihtiyaçları, beklentileri ve yaşantıları, yaşam algıları çok daha farklı ve farklı olacak. Örneğin sosyal yaşantıyı sokakta yaşamıyorlar. Evden  dışarıya çok çıkmıyorlar. Küçük yaştan itibaren tablet telefonla haşır neşir olmuşlar. Bu çocuklar şu an teknolojiyi çok iyi şekilde kullanıyorlar. İşte biz eğitimciler ve anne babalar bu alfa nesline sadece teknolojiyi kullanmayı değil, onu kendi amaçları doğrultusunda faydalı bir şekilde oluşturabilmeyi, tasarlayabilmeyi öğretmek ve onları gelecekte yaşayacak oldukları hayata hazırlamak zorundayız. Bunun için onlara verecek olduğumuz eğitim  kodlama ve robotik eğitimi olmalı. 

Çocuklar için Kodlama ve robotik eğitimi nedir? 

İnsanlar nasıl dış dünyayı beş duyu organı ile algılayıp beyni ile yorumlayıp olay ve durumlara tepkiler veriyor ve etkileşime geçiyor ise robotlar da üzerinde bulunan sensörler vasıtasıyla dış dünyayı algılıyor, yazılım(kodlar bütünü) ile beyni yani işlemcisini kullanarak yorumluyor ve  üzerindeki motorlar ve ekstra cihazlarla yorumun sonucuna göre hareketleri gerçekleştiriyor. Bugün ilkokul çağında olan çocuklarımız gelecekte o robotları programlayan bireyler olacaklar. Kodlama ve robotik Eğitimi, robotları kodlama becerisini kazandırmak için çocuklarımıza bilgisayardaki programların çalışma mantığını Kod blokların sürükle bırak yöntemi ile bazı görevleri oyun karakterlerine yaptırarak, oyunla öğretmek. Bundan sonra da bilgisayarda verilen komutların robotlar tarafından yapılmasını sağlayarak, soyut düşünemeyen o yaş grubu için soyut olan programı robotta uygulayarak somutlaştırmasını sağlamaktır.

Kodlama ve robotik çocuğuma/öğrencime ne kazandırır? 

21. Yüzyıl becerileri ile donatılmış bir bireyde; Analitik düşünme, eleştirel düşünme, problem çözebilme, tasarım odaklı düşünme gibi önemli özelliklerin olması beklenmektedir. Bu da robotik kodlama eğitimi ile mümkündür. 

Robotik sistemler ile programlama öğrenmek için verilen robotik kodlama eğitimi ilk olarak yurt dışında STEM dersleri ile başladı. STEM  fen (science), teknoloji (technology), mühendislik (engineering), matematik (math) ve sanat (art) alanlarından oluşuyor. 

STEM yaklaşımı ve kodlama ve robotik eğitimi ile  21.yy becerilerine sahip bireyler yetiştirmek eğitim sitelerinin öncü hedefleri arasına girmiştir. 

Eğitimdeki önemi ve yeri

Birçok disiplinin bir arada kullanılmasına olanak sağlayan, öğrencilerin öğrendikleri bilgiler arasında ilişkiler kurabilmesi ni sağlayan robotik eğitimi ortaokullarımızın 5 ve 6. Sınıflarının müfredatına girmiş ikinci dönemlerinde kodlama ve robotik üzerine  eğitimler verilmektedir. Ayrıca nitelikli liselere giden öğrenciler bir sene boyunca haftada 2 saat kodlama ve robotik eğitimi almaktadır. Milli Eğitim Bakanlığımız bu konuya çok önem vermektedir ilkokullarda dersler içerisine konularla ilişkilendirilerek kodlama eğitimi verilmektedir. Bir çok ilde kodlama robotik eğitmenliği kursları düzenlenmektedir. Kodlama ve robotiğin eğitimdeki önemi gittikçe atmakta, alfa nesli ile bu eğitimlerin popülerliğinin ve gerekliliğinin devam edeceği öngörülmektedir. 

Özetle 21.yy becerilerine sahip bireyler yetiştirmek için disiplinler arası bağın en iyi sağlandığı kodlama ve robotik eğitimi şarttır. Bu nedenle eğitimdeki önemi ve yaygınlığı artmaktadır. Gelecek kodlama ile gelecek!

Kaynakça:

Okullarda Robotik ve Kodlamanın Önemi

21.Yüzyılın Kullanıcı Profili: Y – Z ve Alfa Kuşağı

Alfa Kuşağı geliyor

Kodlama ve Robotik Derslerinin Önemi

Alfa Kuşağının Özellikleri