Twin School ile çocuğunuzu geleceğin mesleklerine hazırlayın.

Twin School Nedir? (Sadece 30 saniyede keşfedin!)

MERAL SOY YAĞCI | Karaisalı Atatürk Ortaokulu İngilizce Öğretmeni

Değişen dünyada değişen ihtiyaçlar göz önünde bulundurulduğunda, dünyada birçok ülkede 21. yüzyılda gerekli olan temel becerilerin klasik yöntemler yerine yenilikçi uygulamalarla desteklendiği görülmektedir. Değişen öğrenci ve öğretmen ihtiyacına paralel olarak, okulların ve sınıfların tasarımı da değişiklik göstermeye başlamıştır. Bu kapsamda, ülkemizin uluslararası düzeyde güncel gelişmeleri sürdürebilmesi adına sınıflarda yenilikçi, öğrenci odaklı ve dijital uygulamaları entegre etmesi önem arz etmektedir. Peki nedir öğrenci odaklı eğitim? Ve öğrenci odaklı bir sınıf nasıl olmalı? Mevcut sınıflarımızda nasıl değişiklikler yapmalıyız? 

  1. Tahta sıralardan konforlu,yumuşak minderlere… 

Kendi öğrenciliğimden hatırladığım ve şu anda sınıflarında eğitim alan öğrencilerimden de aldığım şikayetler hep ‘Off öğretmenim oturmaktan yorulduk. Sıralarımız çok sert. Oturmaktan bir yerimiz ağrıdı! ’şeklinde. Çocuklarımız konforlu bir yerde oturmadıkça derse konsantre olması çok zor. O zaman yapacağımız ilk değişiklik klasik tahta sıralardan, daha yumuşak çocukları rahat ettirecek yumuşak minderlere yada pufların olması. 

2. İçi boş sınıflardan,Teknolojik araçlarla donanmış akıllı sınıflara…  

Şöyle bir sınıf hayal edin…Her öğrencinin kendine ait bir masası,yanında kişisel eşyalarını ve tüm araç –gereçlerini koyabileceği dolabı,her türlü aktivitesini gerçekleştirebileceği, rahat hareket edebileceği geniş bir sınıf…Hangimiz böyle bir sınıfta okumayı istemeyiz ki? Her dersin kendine ait bir sınıfı olsa ya da o sınıfta da sadece o branşa ait malzemelerin ve uygulama alanlarının olması ne kadar güzel olur değil mi? Her ayın sonunda da yapılan çalışmaların sergilendiği sergi salonu. Bir öğrenci ve öğretmen daha ne ister ki.. Bunları yapmak imkansız değil aslında. MEB’nın Future Classroom Lab(FCL) (Geleceğin Sınıfını Tasarla) projesi kapsamında ülkemizde de bir çok okulda bu düzeyde sınıflar oluşturulmaya başlandı. 

3.Sınıfta dinlenme ve kitap okuma köşesi… 

Şuan ki mevcut sınıflarımızın içeriğinde akıllı tahta ve sıralar var. Öğrencilerimiz günde 7 saat tahta sıralar üzerinde oturmaktan yoruluyorlar özellikle de son saatlerde. Sınıf içinde oluşturacağımız dinlenme köşelerinde 15 dakikalık teneffüs saatlerinde dinlenebilirler ve derste daha zinde olabilirler. Şimdiki eğitim sistemimizde kitap okumanın önemi daha da fazla vurgulanmakta. Bunun için de sınıflarımızda kitap okuma köşelerimiz olursa, öğrenci ve öğretmenlerimiz de her fırsatta okuma etkinliği yapabilirler. 

4.Sınıf içi panoların sayısını artırarak yapılan çalışmaların sergilenmesi 

Her dersin ders içi aktivitelerinde yapılan bazı çalışmalar olur ve her öğrenci yaptığı çalışmanın asılmasını ister. Fakat az sayıda pano olunca bu bazen olmuyor. Sınıf içindeki pano sayılarını artırarak her öğrencinin yaptığı çalışmaları sergileyerek onların daha fazla motive olmalarını sağlayabiliriz. 

5.Oyunla öğrenme 

İnsan hangi yaşta olursa olsun oyun oynamayı çok sever .Özellikle de tam okul çağındaki çocuklar içinse oyun vazgeçilmez bir unsurdur. E durum böyle olunca sınıfta dersi oyunlaştırarak anlatmak, kazanımları oyun içerikli etkinliklerle yapmak hem çocuğun o dersi sevmesini sağlar, hem de dersi daha iyi anlar. Çünkü severek, oyun oynayarak yaptığı bir iş akılda daha kalıcı olacaktır.Bunun için kendi dersim olan İngilizce’den örnek vermek isterim. Öğrencilerime tahtaya kelimeleri yazıp defterlerine yazmalarını istedim. Bir hafta içinde ezberlemeleri için görev verdim. Bir haftanın sonunda öğrencilerimin sadece bir kaçı ezberleyebilmişti. Durumun böyle olacağını biliyordum ve hazırlıklıydım. O bir hafta içerisinde ben de boş durmadım ve WEB 2 araçlarından birini kullanarak yazdırdığım kelimelerden oluşan şeker patlatma oyunu tarzı bir oyun hazırladım. Ayrıca okulumuzda bulunan bilim setlerinden bir düzenek hazırlayarak kelime yarışması oluşturdum.Sınıfa girdiğimde başaramama duygusu ile bakan gözlerle karşılaştım.Gayet neşeli bir ses tonuyla haydi çocuklar uyun oynayalım dedim. İlk başta şaşırdılar tabi. Hazırladığım oyunu açtım.Gruplar halinde kelime oyununu  oynamaya başladılar.Bir iki hata derken neredeyse hepsi artık kelime anlamlarını öğrenmişti. Bir diğer derste bilim setimiz ile hazırladığım kelime yarışmasını yaptım.Bir hafta boyunca ezberleyemedikleri kelimeleri 2 ders saati içinde hemde eğlenerek öğrenmişlerdi. Gamification yani oyunlaştırarak öğrenme sınıf içinde uygulanabilecek en verimli yöntemlerden biri.  

6.Neşe ve huzur katan sınıf duvarları ve perdeler

Öğrenci odaklı sınıf ile sınıf duvarının ve perdenin ne ilgisi var diyebilirsiniz.Ama var tabi ki de. Çocuklar en sevdikleri anne-babalarını bırakıp okula geliyorlar. Okulda ev sıcaklığını bulurlarsa adapte olmaları daha kolay olur. Camlarda hoşlarına gidecek şirinlikte perdeler ve duvarlarda onların derste yada teneffüslerde tekrar etmelerini sağlayacak animasyon figürlü kazanım etkinlikleri. Öğrencilerimiz her duvara baktığında bilgiler akılda kalıcı olacaktır. 

7.Kitaplık

Evet şu an ki mevcut sınıflarımızda en önemli eksiklik kitaplıklar. Çünkü okullarda kütüphaneler var ve öğrenciler ihtiyaç duyarlarsa oradan alırlar diye düşünülüyor ama sınıfta var olan bir kitaplık okuma isteği olmayan öğrencinin bile dikkatini çekerek bir bakayım ne varmış,ne yazıyormuş merakıyla okuma hevesini artırabilir.  

8. İhtiyaç dolabı

Öğrencilerimizin genel ihtiyaçlarının bulunduğu (sabun, peçete, diş fırçası, diş macunu vb.) bir dolap. Tam gün eğitim alan okullarda ve taşımalı eğitim yapan okullarda öğrenciler öğle araları okulda kalıyorlar.Yemeklerini okulda yiyorlar. Dolaplarındaki  kişisel temizlik malzemelerini kullanarak gerekli hijyeni de sağlamış ve günlük diş fırçalama alışkanlıklarını da ihmal etmemiş olurlar. Hijyen probleminden dolayı sağlık problemi de yaşamamış olurlar. Atatürk’ün de dediği gibi ’’Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.’’ 

9.Sağlıklı beslenme

     Öğrenci odaklı eğitimde öğrencilerimizin beslenme şeklini ve yediği yiyecekleri de takip etmeliyiz. Sağlıksız beslenmelerde öğrencilerin derse olan ilgileri de az olur. Karnı ağrır,midesi bulanır. Özellikle ilk ve orta okul öğrencilerimizde bu durumlarla çok karşılaşıyoruz. Dışarıdan aldıkları ve markasının ne olduğu belli olmayan ürünleri yiyorlar. Bunu engellemek için de sınıflarda sağlıklı beslenme dolapları konularak içerisine sağlıklı ve taze ürünler konulur ve öğrencilerin teneffüs saatlerinde kantinde sıralarda beklemeleri yerine sınıflarından alarak kendilerine daha fazla zaman ayırabilirler.  

10.Bu son maddede eğitim sistemiyle hep ön planda olan Finlandiya Eğitim sistemi ve ülkemizdeki eğitim sisteminin karşılaştırmasını yapmak istiyorum.

1- Türkiye için oyun gereksiz bir kavramdır. Finlandiya için vazgeçilmez bir merak dürtüsüdür. 
 
2- İlkokul yıllarında bile akıl almaz derecede zor konular ile çocuklarımız boğuşur. Onlarda ise genel çizgiler ile konular öğretilir. 
 
3- Sınavlar daha 1. sınıfta başlarken bizde, Finlandiya için 16 yaşına kadar sınav uygulaması yoktur. 
 
4- Çocuklar not ve şiddet korkusu ile okula gidip eğitim alırken onların ülkesindeki temel dürtü merak ve mutluluktur. 
 
5- Türkiye’de sözleşmeli öğretmen kontenjanı çok yüksekken, Finlandiya’da her öğretmen yüksek lisanslı olmak zorundadır ve herkes orada kendi mesleğini yapar. 
 
6- Teneffüs süreleri şu anda bile kısaltılmaya çalışırken, onlar 75 dakikalık günlük teneffüs limiti belirlemiştir. 
 
7- Okul saatlerimiz en az 7-8 saat iken, onlarda 4 saatlik dersler başarılı bir eğitim için yeterlidir. 
 
8- Bizde öğrencilerin konuşması ve kendini ifade etmesi yasak iken Finlandiya’nın en çok dinlediği kesim öğrencilerdir. 
 
9- Ödevler ve ağır sınavlar yüzünden ailelerde sorunlar yaşanırken burada, Finlandiya’da ödev ve sınav stresi olmadığı için mutlu çocuklar yetişmektedir.