Gıda israfı; çevremizi, toplumumuzu ve ekonomimizi etkileyen kritik bir konudur. Eğitimciler olarak öğrencilerimize sürdürülebilirliği öğretme konusunda güçlü bir rolümüz var ve bunun önemli etkenlerinden biri de sınıftaki gıda israfını en aza indirmektir. Bu kılavuz, eğitim ortamlarında farkındalığı artırmanın ve gıda israfını azaltmanın yaratıcı ve etkili yollarını sunmaktadır.
1. Eğitim Farkındalığını Artırın
Gıda israfı ve sonuçlarıyla ilgili özel dersleri müfredatınıza entegre edin. Çevresel etkiyi, atıkların azaltılmasının önemini ve bunun için pratik ipuçlarını vurgulayın.
Beslenme uzmanları, çevreciler veya şefler gibi uzmanları gıda israfı ve sonuçları hakkında konuşmaya davet edin. Uzmanlıkları değerli bilgiler sağlayabilir ve öğrencileri harekete geçmeye motive edebilir.
3. Öğrencilerinize Beyin Fırtınası Yaptırın
Gıda israfına ilişkin konuları paylaşın, öğrencileri araştırmaya ve farklı bakış açıları sunmaya teşvik edin. Bu, eleştirel düşünmeyi teşvik eder ve öğrencilerin gıda israfını anlamalarına yardımcı olur.
4. Farkındalık Projeleri Verin
Öğrencilerinize gıda israfının azaltılmasına odaklanan ve farkındalık oluşturdukları grup projeleri verin. Onları bilgilendirici materyaller tasarlamaya ve okulda sürdürülebilir uygulamaları benimsemeye teşvik edin.
5. Yerel Çiftlikleri Ziyaret Etmek
Yerel çiftliklere ve çiftçi pazarlarına ziyaretler düzenleyin veya çiftçilerin sınıfa davet edin. Bu etkileşimli öğrenme deneyimi, öğrencilerin yiyeceklerinin nereden geldiğini anlamalarına yardımcı olur ve sorumlu tüketimi teşvik eder.
6. Dikkatli Beslenmeyi Teşvik Etmek
Dikkatli yeme kavramını ve yiyecek israfının etkisini gösteren etkinlikler oluşturun. Porsiyon boyutları ve aşırı porsiyonun nasıl önleneceği hakkında tartışmaları teşvik edin. Öğrencileri, bitiremeyebilecekleri yiyecekleri çöpe atmak yerine akranlarıyla paylaşmaya teşvik edin. Sınıfta paylaşımın değerini aşılayın.
7. İnteraktif Atölye Çalışmaları Düzenleyin
Sınıfta gıdanın üretimden tüketime olan yolculuğunu gösteren etkileşimli atölye çalışmaları ve gösteriler düzenleyin. Gıda kaybının meydana geldiği aşamaları vurgulayın ve etkileşimli etkinlikler, görseller ve tartışmalar yoluyla öğrencilerin ilgisini çekin.
8. Sürdürülebilir Öğle Yemeğini Teşvik Edin
Öğrencileri yeniden kullanılabilir kaplar kullanmaya, porsiyon kontrolü yapmaya ve yemeklerini bitirmeye teşvik ederek sürdürülebilir öğle yemeği uygulamalarını savunun. Onları gıda atıklarının çevresel etkileri ve bunu en aza indirmede oynayabilecekleri rol konusunda eğitin.
9. Teknoloji Tabanlı Öğrenme
Gıda atıklarının azaltılmasına odaklanan eğitim uygulamalarını ve çevrimiçi platformları kullanın. Bu araçlar bilgiyi ilgi çekici bir şekilde sunarak, bilgiyi öğrenciler için daha erişilebilir ve ilgi çekici hale getirebilir.
Öğrencileri gıda kaybı konusunda eğitmek yalnızca israfı azaltmakla ilgili değil, aynı zamanda sürdürülebilir bir gelecek inşa etmekle de ilgilidir. İnteraktif aktiviteler, gerçek hayattan örneklere maruz kalma ve müfredata entegrasyon yoluyla öğrencileri gıda sistemlerimiz ve çevre üzerinde olumlu bir etki yaratacak bilgi ve motivasyonla donatabiliriz. Bu farkındalığı besleyerek daha sürdürülebilir ve sorumlu bir toplumun önünü açmış oluruz.
Kar taneleri… Her biri özel ve eşsiz. Tıpkı biz gibi, tıpkı öğrencilerimiz gibi. Biri diğerine benzemeyen, her birinin kendine has şekliyle var olan muazzam bir sanat. Bizler de öğretmen olarak, eğitimci olarak bu sanatla uğraşan sanatçılarız ve her bir öğrencimizin kendine haslığını göz önünde tutarak sanatımızı yapabildiğimiz en iyi şekliyle icra etme gayretindeyiz.
Bu gayret sürecimizde zaman zaman birçok soru aklımıza takılıyor, kimilerine cevap buluyor, kimileri ise farkına bile varmadan karanlıkta kayboluyor. Bu yazımda bildiklerimden, öğrendiklerimden, okuduklarımdan ve yaşadıklarımdan yola çıkarak heybeme koyduklarımı ev yapımı çözümlerle sizlerle paylaşacağım. Bölümler halinde ilerleyeceğim yazılarıma sizin de eklemek istediğiniz başlıklar olursa ve paylaşırsanız çok sevinirim. Şimdiden keyifli ve verimli okumalar. Gönüllere ulaşabilmek dileğiyle…
Kendimizi Bulmak, Kendimizle Tanışmak… İşte Asıl Sihir Burada Başlıyor: Ben Kimim?
“Yaşamda esas amacımız, içimizdeki gücü keşfetmek, kendi gerçekliğimizi takip etmek ve her şeyimizle bütün olmayı başarmaktır.” Der Carl Gustav Jung. Bundan 3-4 yıl önce bana sorduklarında bu yaşamdaki amacın ne diye, verdiğim cevaplar arasında içe dönük, kendimle ilgili doğru düzgün bir cümle bulunmazdı. Kendim olmaktan uzak, dışarıda aradığım amaçlar… Kısa süreli, hedefe vardım sandığım ama yakınına biraz yaklaşabildiğim süreçler… Sonra, “Neden olmadı, olmuyor?” soruları… Kısır döngü… Olmaz, çünkü kendimden uzaktım, kendimi yeterince tanımıyordum.
Peki sonra ne oldu? Daha fazla okumaya, daha fazla kendimle kalmaya, sorgulamaya, kendime daha çok kahve ısmarlamaya yani özetle kendimi kendimde aramaya başladım. Bana ilham olabileceğini düşündüğüm kişilerin hayatlarından kesitlerini, yaşadıklarını, ürettiklerini kendimde bir yerlerde bağdaştırmaya ve “Ben” halimi ortaya koyma çabam başladı. Kendimi tanıdıkça, çevremi, öğrencilerimi daha iyi tanımaya, anlamaya ve hissetmeye başladım.
Elbette ki öğrencilerimizin her yönden gelişimi hepimiz için ilk sıralarda önem arz ediyor. Akademik becerilerinin yanı sıra duygusal gelişimlerini de elimizden geldiğince destekliyoruz. İşte bu noktada şuna çok inanıyorum: Bizim kendimizi anlama çabamız devam ettikçe bunun olumlu yansımalarını öğrencilerimizde de göreceğiz. Kendi gerçekliğimizi inşa ettiğimizde, kendimiz olmayı başardığımızda öğrencilerimiz de bunu hissediyor ve görüyor. Robindranath Tagore,” En yüksek eğitim, sadece bize bilgi vermekle kalmayan, hayatımızı tüm varoluşla uyumlu hale getiren eğitimdir.” Der.
Bizler öğrencilerimizle ilerlediğimiz bu eğitim yolculuğumuzda onlara kendilerini tanımalarını, anlamalarını ve ne istediklerini bilen bireyler olma çabası aşılamaya gayret etmeliyiz. Kendini ve ne istediğini bilen bir birey hayatın her anını anlamlı yaşayacaktır. Kendini bildikçe, tanıdıkça eksiklerini görebilir, hangi yönde kendini geliştirmesi gerektiği konusunda çalışmalar yapabilir. Bizler gibi öğrencilerimizin de akıllarında cevaplanmayı bekleyen birçok soru var. İşte Lao Tzu’nun dediği gibi “ Cevabın, varlığının merkezinde gizli. Orada kim olduğunu ve ne istediğini biliyorsun.” Öğrencilerimize merkezlerine ulaşmalarına rehberlik edelim. Çünkü insan kendi özünü ne kadar erken fark ederse, kendisiyle ne kadar erken tanışırsa o kadar yaşıyor demektir.
Kıymetli Doğan Cüceloğlu’ nun “Var Mısın?” adlı kitabının önsözünde yazdığı bir bölümü sizinle paylaşmak istiyorum. Beni derinden etkileyen… “
İçinde bulunduğum ortamda başarımın diğerleriyle kıyaslanarak belirlendiğini öğrenmiştim. Başarının sonuçta değil, süreçte yaşandığını anlayıncaya kadar uzun süre acı çektim. Başkalarının, özellikle ‘büyüklerin’ gözünde beğenilmenin, takdir edilmenin önemli olduğunu düşünürdüm. Herkes beni takdir ederken neden içimi boş ve hayatımı anlamsız bulduğuma bir türlü akıl erdiremezdim. Yalnızlığımın çevremde konuşacak arkadaşım olup olmamasıyla ilgili olduğunu sanırdım; çevremde bir sürü insan varken iliklerime kadar yalnız hissettiğimi görünceye dek. Hayatımda kendim olarak var olmam gerektiğini anlamak acı günlerin sonunda keşfettiğim değerli bir kazanım oldu.”
O zaman biz de soralım kendimize. Yalnızken ben kimim?
Yeni Fen Bilim Öğretim Programı, Maarif Modeli kapsamında, bütüncül bir eğitim yaklaşımını benimsemekte ve öğrencilerde beceri, eğilim, değer ve okuryazarlık bileşenlerini bir bütün olarak ele alıp çok yönlü gelişimi desteklemeyi amaçlamaktadır. Bu yaklaşım ve amacın öğrenme-öğretme süreçlerine yansımalarına yönelik bölümler programda yer alsa da, ilk bakışta öne çıkan aşağıdaki öneriler, öğretmenlerin ve okulların, yeni öğretim programını uygulamasını kolaylaştırmaya rehberlik edecektir
Her ne kadar var olan öğretim programıyla karşılaştırıldığında sayfa sayısı ve bileşenleri açısından yoğun olsa da yeni öğretim programını doğru uygulamak için arkasında yatan eğitim anlayışını ve amacını bilmek, nasıl bir bütünün parçası olduğuyla birlikte, nasıl parçalardan oluştuğunu da kavrayabilmek önem taşımaktadır. Bu nedenle, öncelikle öğretim programları ortak metninin, devamında fen bilimleri dersi öğretim programı dokümanının tüm öğretmenler tarafından bireysel olarak incelenmesi, mümkünse diğer öğretmenlerle tartışılması ortak bir anlayış geliştirilmesini destekleyerek programın uygulanmasını kolaylaştıracaktır.
Planlamaya vakit ayırmak
Yeni öğretim programında “kazanım” ifadeleri yerine kullanılan “öğrenme çıktıları”nın yanında beceriler, eğilimler, programlar arası bileşenler, disiplinler arası ilişkiler, değerlere de yer verilmesi öğrenme-öğretme süreçlerinin bütüncül bir bakış açısıyla planlamanın üzerine daha fazla düşünülmesi ihtiyacını doğurmaktadır. Bununla birlikte, programda belirtilen öğrenme-öğretme süreçlerine ek olarak öğretmenlerin de çeşitli öğretim yöntem ve tekniklerini, farklı türde materyalleri ve alternatif ölçme değerlendirme araçları geliştirmelerinin önerilmesi, öğretmenlerin sınıf dışı çalışma için daha fazla süreye ihtiyaç duyacağı anlamına gelmektedir. Hem tüm bileşenlerin dikkate aldığı öğrenme-öğretme süreçlerinin yürütülmesi hem de öğretmenlerin sınıf dışı çalışma saatlerinin etkili kullanılması için planlamaya gerekli vaktin ayrılmasıyla sağlanabilir.
Öğretim programının çok bileşenli yapısının anlaşılması; öğretim yöntem/teknikleri, materyalleri ve ölçme değerlendirme araçlarının çeşitlendirilmesine yönelik çalışmaların hazırlanması ve yürütülmesi; disiplinler arası ilişkilere yer verilmesi gibi unsurlar dikkate alındığında öğretmenlerin birbirlerinden öğrenmesi, iş yükünün dengelenmesi, bütüncül anlayış kapsamında farklı derslerde yapılan çalışmalardan haberdar olması açısından önem arz etmektedir. Bununla birlikte, yeni öğretim programı kapsamında etkili olduğu gözlemlenen, örnek uygulamaların da paylaşılması öğretmenlerin mesleki gelişimini destekleyecektir.
Bilim kültürünün yaygınlaştırılmasında rol model olmak
Yeni öğretim programında “bilim kültürü ile zenginleşen fen öğretimi” vurgusuna yer verildiği göz önünde bulundurulduğunda, öğrencilerin bilimin doğasını anlaması ve bilimsel bakış açısı kazanması için dersin öğrenme yaşantılarının yanında, öğretmenlerine yönelik gözlemleri de etkili olacaktır. Bu nedenle, öğrencilerde bilim kültürünün yaygınlaşmasını desteklemek için öğretmenlerin, bilginin güvenilirliğini sorgulamak, güvenilir bilgi kaynakları kullanmak gibi örnek davranışlarla bilim kültürünü benimseyip bilimsel bakış açısıyla hareket etmesi etkili olacaktır.
Twin Bilim platformunu kullanarak da öğrencileri farklı bilim alanları ve meslek gruplarından insanlarla tanıştırabilirsiniz.
Sürdürülebilirlik uygulamalarını ders ve okul rutinlerine dahil etmek
Sürdürülebilirlik, yeni öğretim programında fen öğretiminin temelleri arasında gösterilmektedir. Öğrencilerin, sürdürülebilirlik üzerine düşünmesi ve sürdürülebilirlikle ilişkili yaşam becerileri kazanması önemsenmiştir. Bu kapsamda, her seviyede çeşitli konulara yer verilmiş olsa da öğrencilerin sürdürülebilirliği, bu konuların da dışına taşıyarak hayatlarının bir parçası haline getirebilmesi için, uzun süreli, sürece yayılan ders ve okul rutinleri oluşturulabilir.
Twin Bilim platformu size sürdürülebilirlik temelli, kapsayıcı eğitim çözümleri sunar.
Öğretim materyallerini zenginleştirmek için dijital kaynaklardan yararlanın
Öğretim programına eklenen farklılaştırma bileşeni kapsamında hem zenginleştirme hem de destekleme bölümünde farklı kaynakların paylaşılmasına yönelik öneriler yer almaktadır. Öğretim materyallerinin çeşitlendirilmesinde dijital kaynaklardan yararlanmak farklılaştırma uygulamalarını yürütmenizi kolaylaştıracaktır.
Twin Bilim öğretmen platformu ve öğrenci uygulaması zengin içerik desteği ve raporlama özellikleri ile farklılaştırma çalışmalarını destekler.
Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programında hangi eğitim yaklaşımı benimsenmiştir?
Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programında öğrenciyi merkeze alan bütüncül eğitim yaklaşımı benimsenmiştir.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli kapsamında Fen Bilim Dersi Öğretim Programının amacı nedir?
Programın amacı, çağın gerektirdiği becerilere sahip, bilimsel süreç becerilerini kullanabilen, etik ve ahlaki değerlere sahip, girişimci bireyler yetiştirmektir.
Öğrencilerin hangi özelliklerle yetiştirilmesi hedeflenmektedir?
Öğrencilerin üst düzey düşünme, bilimsel tutum, çevreye duyarlılık gibi özelliklerle ve dijital dönüşüme uyum sağlayabilme yeteneği ile yetiştirilmesi hedeflenmiştir.
Fen öğretiminde hangi tür becerilere vurgu yapılmaktadır?
21. yüzyıl becerileri, problem çözme ve okuryazarlık becerileri gibi çeşitli becerilere vurgu yapılmaktadır.
Bilim kültürünün fen öğretimindeki önemi nedir?
Bilim kültürü, öğrencilerin bilim ve bilim insanlarının temel özelliklerini anlamalarını ve bilgi kaynaklarının güvenilirliğini sorgulamalarını teşvik eder.
Programın uygulanmasında nelere dikkat edilmektedir?
Programın uygulanmasında, disiplinler arası ilişkiler, öğrenme çıktıları ve süreç bileşenleri, Türkçenin doğru kullanımı gibi faktörler dikkate alınmaktadır.
Fen Bilimleri Dersinde nasıl bir sınıf iklimi oluşturulmalıdır?
Aktif katılımın sağlandığı, düşüncelerin özgürce paylaşıldığı ve sosyal-duygusal becerilerin geliştirildiği bir sınıf iklimi oluşturulmalıdır.
Sürdürülebilirlik fen öğretiminde nasıl işlenmektedir?
Sürdürülebilirlik, öğrencilere sosyal sorumluluk bilinci kazandırarak ve çevresel sorunlara çözüm geliştirebilme becerisi öğreterek işlenmektedir.
Ölçme ve değerlendirme süreçlerinde hangi yöntemler benimsenmiştir?
Ölçme ve değerlendirme süreçlerinde, öğrencilerin yeteneklerine ve ihtiyaçlarına göre çeşitlendirilmiş yöntemler ve dijital teknolojilerden yararlanılmaktadır.
Twin Bilim içeriği, Türkiye’nin Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programındaki kazanımlarla ne kadar uyumludur?
Twin Bilim, çocuklara 21. yüzyıl becerilerini kazandırmayı hedefleyen bir eğitim yaklaşımını benimsemektedir. Bu yaklaşım, el yapımı projeler, interaktif videolar ve STEM+A oyunları ile desteklenmektedir. Türkiye’nin Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı’nın hedefleriyle tamamen uyumludur çünkü her iki yaklaşım da öğrencilerin problem çözme, eleştirel düşünme ve bilimsel süreç becerileri gibi çağın gerektirdiği becerileri kazanmalarını amaçlamaktadır.
Türkiye eğitim sistemi, köklü bir dönüşüm sürecine giriyor. Müfredat değişiyor. ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ adı verilen yeni müfredat taslağı, gelecek nesillerin ihtiyaçlarına uyum sağlamak amacıyla modern beceriler ve bütüncül öğrenme yaklaşımlarını merkeze alıyor. Bu kapsamlı müfredat değişikliği, öğrencilerin akademik ve sosyal becerilerini artırmayı hedeflerken, eğitimciler ve veliler arasında da büyük bir merak uyandırıyor. ‘Müfredat değişiyor’ başlığı altında, yeni müfredat taslağı ve bu taslağın eğitim sistemimize getireceği yenilikler üzerine derinlemesine bir incelemeye davetlisiniz. Bu yazımızda, özellikle Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı’nı ve değişen dünya düzenine nasıl uyum sağlandığını konuşacağız. ‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ ile eğitimde nasıl bir dönüşüm hedeflendiğini ele alacağız.
Bütüncül Eğitim Yaklaşımı: Geliştirilen Fen Bilimleri Dersi Öğretim Programı, öğrencilerin çağdaş beceriler kazanmasını ve bilimsel süreçlerde üst düzey düşünme becerilerini geliştirmelerini amaçlayan birçok yeniliği içinde barındırmaktadır. Öğrenciyi merkeze alarak bütüncül bir eğitim yaklaşımı benimseyen yeni öğretim programının, öğrencilerin bilimsel tutum ve becerilerinin gelişimini ön planda tutarak, dijital dönüşüme kolayca uyum sağlayabilen, sürdürülebilirlik konularına duyarlı bireyler yetiştirmeyi hedeflediği görülmektedir.
Öğretim Programında Öne Çıkan Noktalar
Bütüncül Beceriler ve Değerler: Program, kendi bireysel sorumluluklarını fark ederek, bu sorumluluklarının bilincinde olan bireyler yetiştirmeyi hedeflerken aynı zamanda öğrencilerin sosyal-duygusal becerilerinin gelişimini desteklemeyi amaçlamaktadır. Bu amaçları doğrultusunda, iş birliği yapabilen, grup çalışmalarına aktif olarak katılabilen, öz düzenleme becerisine sahip, araştıran, sorgulayan ve eleştirel düşünebilen bireyler yetiştirmeyi hedeflemektedir. Alana özgü bilgi ve becerilerin yanında değerler, diğer beceriler ve programlar arası ilişkiler bütünleşik bir şekilde ele alınarak öğretme-öğrenme uygulamalarına yansıtılmıştır.
Disiplinlerarası İlişkiler: Program, bilim, teknoloji, mühendislik ve tasarımı birleştiren bir yaklaşım sunarak, öğrencilerin farklı disiplinler arası bağlantılar kurabilme, bu disiplinleri bütünleştirerek uyguladıkları bir öğrenme deneyimi sunmayı hedeflemektedir.
Bilim Kültürü: Programda bilimin doğasını anlama, bilim tarihinden örnekleri inceleme, bilimsel çalışmalarının nasıl gerçekleştirildiğini kavrama ve bilginin doğruluğunu sorgulama yoluyla, öğrencilerde bilim kültürü gelişiminin desteklenmesi hedeflenmiştir.
Sürdürülebilirlik: Program, öğrencilerin doğal kaynaklarını bilen, bu kaynakları verimli kullanan, çevresindeki sorunları hakkında bilinçli ve bu sorunlara çözümler üretme konusunda istekli bireyler geliştirmeyi amaçlamaktadır. Bu doğrultuda, öğrenciye sürdürülebilirlik ile ilgili yaşam becerilerinin kazandırılması hedeflenmiştir.
Farklılaştırma: Öğrencilerin ilgi, ihtiyaç ve istekleri doğrultusunda, öğretmenler tarafından planlanıp yürütülmek üzere, öneri niteliğinde zenginleştirme ve destekleme uygulamaları ile öğretmenlerin fen bilimleri öğrenme-öğretme süreçlerinin farklılaştırılması desteklenmiştir.
Ölçme Değerlendirmeyi Çeşitlendirme: Programda, belirtilen ölçme ve değerlendirme yöntemleri ile, öğrencilerin öğrenme deneyimlerinden kazanmış ve geliştirmiş oldukları bilgi ve becerilerin somut örneklerle değerlendirilmesinin altı çizilmektedir. Bu bağlamda yer verilen performans görevleri ve projeler ile eleştirel düşünme ve problem çözme gibi becerilerin kazandırılması ve geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Buna ek olarak, dijital teknolojilerden yararlanılarak ölçme değerlendirme süreçlerinin çeşitlendirilmesi ve öğrenci merkezli bir ölçme değerlendirme yaklaşımı benimsenmesi vurgulanmaktadır.
2024 yılında uygulanmaya başlanacak olan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ve yeni müfredat, eğitimde köklü bir değişimin habercisi olarak dikkat çekiyor. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni müfredat, özellikle bilim, teknoloji ve matematik alanında öğrencilere yeni fırsatlar sunmayı hedefliyor. Bu makalede, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin getirdiği yenilikler ve Twin Science’ın bu dönüşümde nasıl rol oynayabileceği üzerinde duracağız.
Yeni Müfredatın Ana Hatları:
Yeni müfredatın temel felsefesi, öğrencilere çağın gereksinimlerine uygun bilgi, beceri ve değerleri kazandırmak. Özellikle bilim, teknoloji ve matematik alanında güçlü bir eğitim vermek için kurgulanan müfredatın bazı öne çıkan başlıkları şöyle:
1. Bilimsel Okuryazarlık: Öğrencilerin bilimsel kavramları anlayarak günlük yaşamlarına uygulamaları ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirmeleri hedefleniyor.
2. STEM Yaklaşımı: Bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik disiplinlerini entegre ederek öğrencilerin problem çözme ve proje üretme becerileri geliştirilmek isteniyor.
3. Disiplinlerarası Eğitim: Matematik ve fen dersleri arasındaki ilişkiyi kavratarak öğrencilerin bilgiyi bütünsel şekilde kullanmaları sağlanacak.
4. Ölçme ve Değerlendirme: Performansa dayalı değerlendirme modeliyle öğrencilerin sadece bilgiyi ezberlemesi değil, bilgiyi nasıl uyguladıkları ve anlamlandırdıkları da ölçülecek.
5. Değer Eğitimi: Bilim ve teknoloji alanındaki ilerlemelerin topluma katkıları konusunda farkındalık kazandırarak öğrencilerin sosyal sorumluluk bilincini artırmak amaçlanıyor.
Bilim ve Teknoloji Alanında Değişiklikler:
Bilim ve teknoloji eğitimi, yeni müfredatın önemli bir odak noktası. İşte bu alanlarda getirilen bazı yenilikler:
1. Fen Bilimleri:
– 9. Sınıf: Temel kavramlar, fizik bilimi ve kariyer keşfi, akışkanlar, kuvvet ve hareket, enerji, elektrik ve manyetizma, dalgalar.
– 10. Sınıf: Akışkanlar, kuvvet ve hareket, elektrik ve manyetizma, enerji, dalgalar.
– 11. Sınıf: Madde ve doğası, kuvvet ve hareket, elektrik ve manyetizma, optik.
– 12. Sınıf: Enerji, kuvvet ve hareket, madde ve doğası, dalgalar.
Her sınıf seviyesinde fen bilimleri dersi, öğrencilerin bilimsel düşünceyi anlamalarını ve günlük yaşamda uygulamalarını hedefliyor. STEM yaklaşımı sayesinde öğrenciler, farklı bilim dallarının birbiriyle nasıl ilişkili olduğunu kavrıyor.
2. Matematik:
– 1-4. Sınıflar: Temel matematik becerileri, problem çözme, sayılar ve işlemler, ölçme.
– 5-8. Sınıflar: Oran-orantı, cebir, geometri, veri analizi, olasılık.
Her sınıf seviyesinde matematik dersleri, öğrencilerin problem çözme ve analitik düşünme becerilerini geliştirmeye odaklanıyor. Yeni müfredat, öğrencilere matematiği daha etkin kullanma yetisi kazandırmayı amaçlıyor.
Twin Science’ın Katkıları ve Çözümleri:
Twin Science, yeni müfredatla uyumlu olarak geliştirdiği eğitim platformuyla öğretmen ve öğrenciler için büyük bir fırsat sunuyor. İşte Twin Science’ın sunduğu bazı avantajlar:
1. Hazır İçerikler: Twin Science platformunda, yeni müfredata uygun fen bilimleri ve matematik içerikleri hazır olarak bulunuyor. Öğretmenler bu içerikleri doğrudan sınıflarında kullanabiliyor.
2. AI Destekli Araçlar: Yapay zeka destekli araçlar sayesinde öğretmenler kolayca testler, çalışma kağıtları ve etkinlikler oluşturabiliyor. Öğrenciler için ise bu araçlar kişiselleştirilmiş öğrenme imkanı sunuyor.
3. Öğrenme Asistanı: Twin Science’ın geliştirdiği öğrenme asistanı, öğrencilerin sorularını yanıtlayarak onların öğrenme sürecine katkı sağlıyor.
4. Etkinlik ve Proje Önerileri: Platformda yer alan etkinlik ve proje önerileri, öğrencilerin bilimsel düşünce becerilerini geliştirmelerine yardımcı oluyor.
Öğrenciler İçin Kazanımlar:
Yeni müfredatın ve Twin Science platformunun öğrencilere kazandıracağı beceriler arasında şunlar bulunuyor:
– Bilimsel Düşünme Becerisi: Bilimsel süreçlere hakim olma, gözlem ve deney yapma becerisi.
– Problem Çözme: Gerçek hayattaki sorunlara yaratıcı çözümler üretebilme.
– Teknolojik Okuryazarlık: Güncel teknolojileri kullanma ve analiz etme becerisi.
– Değerler Eğitimi: Bilimsel gelişmelerin toplum üzerindeki etkilerini kavrama ve sosyal sorumluluk bilinci geliştirme.
2024 yılında başlayacak olan Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ve yeni müfredat, öğrenciler için bilim, teknoloji ve matematik alanlarında büyük fırsatlar sunuyor. Twin Science platformu, bu fırsatlardan en iyi şekilde yararlanmak isteyen öğretmenler ve öğrenciler için ideal bir çözüm sunuyor. Yeni müfredatla ilgili detaylı bilgi ve Twin Science’ın sunduğu olanaklardan yararlanmak için hemen Twin Science Öğretmen Platformuna göz atın.
Bu web sitesi, size mümkün olan en iyi kullanıcı deneyimini sunabilmek için çerezleri kullanır. Çerez bilgileri tarayıcınızda saklanır ve web sitemize döndüğünüzde sizi tanımak ve ekibimizin web sitesinin hangi bölümlerini en ilginç ve yararlı bulduğunuzu anlamasına yardımcı olmak gibi işlevleri yerine getirir.
Kesinlikle gerekli çerezler
Çerez ayarları tercihlerinizi kaydedebilmemiz için kesinlikle gerekli çerezler her zaman etkin olmalıdır.
Bu çerezi devre dışı bırakırsanız, tercihlerinizi kaydedemeyiz. Bu da, bu web sitesini her ziyaret ettiğinizde çerezleri tekrar etkinleştirmeniz veya devre dışı bırakmanız gerekeceği anlamına gelir.