Yazan: Alpay Sabuncuoğlu

Child Computer Interaction Researcher

Bu makalemizde otuz sayfalık bir çalışmanın kısa bir yorumunu sunduk. Kısaltma sırasında tabii ki bazı bilgiler kayboluyor. Bu değerli bilgilerin tamamına ulaşmak isteyenler bu linkten ulaşabilir.

Hepimiz çocuklarımızın bilişsel, sosyal ve duygusal gelişimlerine uygun, doğru eğitim uygulamalarını seçmeye çalışıyoruz. Ancak bu uygulamaları seçmek oldukça zorlu bir süreç. Günümüz itibariyle, sadece Apple’ın iOS Uygulama Mağazasında 270.0001 eğitim uygulaması bulunmakta ve bu uygulamaların sayısı aylık %5 artış gösteriyor. Bu durumda öne çıkabilmek ve öğrencilere doğru deneyimleri yaşatmak için uygulama geliştiricileri eğitimin temel elemenlarını ve öğrenme bilimini gözden geçirmeliler.

Hirsh-Pasek v.d. sunduğu “Eğitim Uygulamalarına Eğitimi Yerleştirmek: Öğrenme Biliminden Dersler”2 adlı, yeni öğrenme bilimini temel alan makale, eğitim uygulamaları geliştiren ve geliştirmek isteyenler için bir kılavuz niteliği taşıyor. Yeni öğrenme bilimi, insanların karmaşık konuları nasıl anladığını ve öğrendiği yeni bilgileri yeni sorunlarla karşılaştığında nasıl uyguladığını araştırıyor. Bu gelişen alan sadece çocuklara ne öğretmemiz gerektiğini değil, hangi içeriği ne şekilde vermemiz gerektiğini ve çocukların 21. yüzyıl dünyasında esnek ve yaratıcı çözümleri geliştirmek için ihtiyaç duyacakları stratejileri en iyi nasıl öğrendiklerini soruyor3.

Makalede eğitim uygulamaları için dört temel özellikten bahsediliyor: 

  1. Eğitimde öğrencinin zihinsel ve fiziksel olarak aktif olması (Active)
  2. Eğitim sırasında öğrencinin odağını koruması (Engaged)
  3. Öğrenciye öğrendiklerinin arkasındaki mantığın keşfettirilmesi (Meaningful)
  4. Akranlar, aile ve gerekirse alanın uzmanları ile aktif iletişime izin vermesi (Socially Interactive)

Bu dört temel üzerine oturan uygulamalar ayrıca öğrenciye oynayacakları ve deneyim kazanacakları bir alan sunmalıdır. Bu alan öğrencinin serbestçe keşif yapılabileceği kadar geniş, aynı zamanda öğrenme hedeflerini takip edecebileceği kadar dar olmalıdır. 

Peki, akıllı telefon ve tabletler için bir eğitim uygulamasında bu dört temeli nasıl atabiliriz? 

İdeal durumda hem telefonların hem de çocukların rahatlıkla yapabildikleri ve zorlandıkları alanları iyi belirlemek gerekiyor. Örneğin akıllı telefonlar çevreyi algılama konusunda inanılmaz başarılı cihazlardır. Bulundurduğu tüm sensörler sayesinde akıllı telefonunuzu amatör bir fizik laboratuvarı olarak kullanabilirsiniz. Çocuklar ise çevrelerini sorgulama ve keşfetme konusunda oldukça etkindirler, doğal ve beslenmesi gereken bir merakları vardır. Dolayısıyla, bu iki özelliği birleştirerek işe başlayabiliriz. Öte yandan çocuklar ivme ölçer ve kamera gibi sensörleri kullanırken fiziksel olarak aktif olabilirler, gelen verileri yorumlayarak da bilişsel becerilerini artırabilirler. Tüm bunları yaparken odaklarını korumak için öğrenme sırasındaki iç ve dış motivasyonlarını yüksek tutmak gerekir. İç motivasyonu sağlamak deneyimin kaliteli olmasını gerektirir; bir bilgiyi öğrenmenin sevincini yaşatmalıyız. Dış motivasyon için teknikler daha kolaydır; oyunlaştırma ile geliştirme sürecimize başlayabiliriz. Yapılan uygulamada öğrencinin öğrenme yolculuğundaki duraklar sıralanarak mantıklı bir rota oluşturmalıdır. Bu rotada karşılaştığı tüm insanlar ona aktif ve yapıcı geri bildirim verebilecek insanlar olmalıdır.

Tüm bunların yanı sıra elimizde öğrencilerin zaten sevdiği ve oynamaktan keyif aldığı bir medya aracı var. Mobil uygulamalar eğitimin erişilebilirliği konusunda büyük bir potansiyele sahip; Wi-Fi, Bluetooth, NFC, LTE gibi mevcut bağlantı özellikleri ve erişilebilir fiyatları ile bilgisayarların ulaşamadığı yerlere ulaşmakta ve eğitimi her ortama taşıyabilmektedirler. Diğer bir yandan bu araç mobilite ve bilginin ulaşılabilirliği konusunda tüm yaşam tarzımızı etkilediği gibi, doğal olarak öğrenme biçimlerimizi de etkileyecek. Yaşamımızı etkileyecek bu uygulamaları tasarlayan ve kodlayanlar bu makaleyi temel alıp, eğitsel uygulamalara eğitimi yerleştirerek eğitimi uçtan uca, tüm dünyaya götürme konusunda katkı vereceklerdir. 

1 Ocak 2020 Rakamları

2 Putting Education in Educational Apps: Lessons From the Science of Learning

3 Benassi, Overson, & Hakala, 2014; Golinkoff & Hirsh-Pasek; Pellegrino, 2012; Pellegrino & Hilton, 2013; Sawyer, 2006