Bildiğiniz gibi sağlık tedbirleri dolayısıyla eğitime bir süre ara verildi. Bunun yanında tedbir amaçlı olarak olabildiğince evlerimizde vakit geçiriyoruz. Veliler, öğretmenler ve bu sürece dahil olan tüm öğrenciler daha önce karşılaşmadıkları bir deneyim yaşıyorlar. Evde bulunmak kısa vadede keyif veren ve eğlenceli bir olay gibi görünse de uzun vadede özellikle bu belirsizlik aşamasında ebeveynleri oldukça strese sokan bir hal almış durumda. Bu yazımızda Doğan Cüceloğlu önderliğinde, evde geçen bu sürecin nasıl daha verimli, sağlıklı, mutlu ve kaygısız geçebileceğine yönelik tavsiyeleri sizler için sıraladık.

  1. Belirsiz bir süreçteyiz ancak şuan da hepimiz evdeyiz. Bunu kabul edip günlerinizi planlamakla başlayın. Yapılandırma olmazsa belirsizlik, hiçlik duygusu oluşur.
  2. Her bir yarım saatinizin hedefini belirleyin.
  3. Zaman yapılandırmada ailenize danışın, konuşun, birlikte planlayın.
  4. Yaşadığınız mekanı özellikle çocuklarınız için tekrar gözden geçirin.
  5. Özel hayatınızdaki ben-sen ilişkilerini yapılandırın. Biz ilişkilerine odaklanın.
  6. Sizin ve çevrenizin bu dönemde ortak hislerini dinleyin. Konuşarak karar verin.
  7. Baskın duygu sevgi olsun. Sevginin amacı kişinin gelişimine fırsat yaratmaktır.
  8. Etki alanımız ve ilgi alanımız farklı alanlardır. Bunun farkını bilmemiz kıymetlidir.
  9. Belirsizlik döneminde olumsuz duygular sağlığımıza etki edebilir.
  10. Kendimizin gelişim alanına, yeni fırsatlara odaklanalım. Bunlar hem fiziksel hem de zihinsel sağlığımızı daha olumlu etkileyecektir.

Sevgili anneler, babalar, veliler; YGA aracılığı ile size ulaşabildiğim için çok mutluyum. Önemli bir dönemden geçiyoruz ve bu dönemin en önemli özelliği belirsizlik. Belirsizlik duyguları olumsuzlaştırır. Gerginlik, stres korku, kaygı, öfke gibi duygular belirginleşir. Önümüzde bu sürecin bitimine dair 2 seçenek var. Bu süreci ya daha kaygılı, korkarak, ve ilişkilerimiz bozulmuş olarak bitirebilir; ya da bunu bir gelişim fırsatı olarak görerek daha gelişmiş olarak bitirebiliriz. Nelerin farkında olmalıyız? Bugünkü konuşmamda ben kısaca sizlere bundan bahsedeceğim.

Günü Yapılandıralım

Artık evdeyiz, günümüzün çok büyük bir kısmını evde eşimizle çocuklarımızla geçiriyoruz. Zamanda bir yapılandırma olmadığı zaman içimizi bir belirsizlik, anlamsızlık, bıkkınlık ve hiçlik duygusu. Eğer her bir saati planlar ve değerlendirirsek, her anın kendine göre bir hedefi olmaya başlarsa, bu olumsuzluklar olumluya çevrilmeye başlanmış olur, Şevk ve heyecan gelişir. Bu sebeple ilk söyleyeceğim şey: zamanı yapılandırmaya özen gösterelim. Çocuklarımızla, eşimizle, aile üyelerimizle zamanı nasıl yapılandıracağımızı, ev işlerinin neler olduğunu, kimin neyi ne kadar yapacağını, nasıl birbirimize yardım edeceğimizi ve faaliyetleri konuşarak yapılandırmalıyız.

Mekanı Yapılandıralım

Özellikle çocuklar için evin yapısını tekrar gözden geçirmeliyiz. Onlar için uygun mekanlar var mı? Araştırabileceği, oynayabileceği alanlar hazır mı? Bu konuda dikkatli olmalıyız çünkü çocuklar bu mekanların varlığı sayesinde yaşadıkları yerin onların da evi olduğunu hissedebilmektedirler.

En önemlisi ilişkiler. Her ilişkinin bir niyeti vardır. Çoğu kez farkında olmadığımız ifadelerimiz gizli birer niyettir. Ben-sen ilişkisinin niyeti şudur; senin ne isteyeceğine, ne öğreneceğine neyi ne kadar hissedeceğine ben karar veririm. Bu ilişkide böyle diyen birisi vardır. Bundan dolayı her şeye o karar verir ve yönlendirir. Bu tür ilişkilerde güçlü güçsüz ilişkisi vardır. Güçlü olanın dediğinin kabul olması ve yapılanması beklenir. Güçsüz olanınsa böyle bir söz hakkı yoktur. Olumsuz duygulara çok önemli bir gelişim fırsatı verir. Alt tarafta negatif duygular kaynamaya başlar; korku, telaş, sinir ,öfke. Ben- sen ilişkisi güçlü güçsüz ilişkisidir. Korkuyla yönetime dayanır. Bu ilişkide korkutan ve korkan vardır. Ama bunun farkına varıp değiştirmek mümkündür. Önerdiğim ilişki ise biz ilişkisidir. Bunu yapmak kolay değildir. Özellikle çocukluğumuzda ve çevremizde görmemişsek bunu uygulamak gerçekten zordur. Bunun farkındayım ama bir örnek olarak kafanızda olması bakımından söylemek istiyorum. İlişki biz ilişkisiyse o zaman ister öğrencim olsun, ister eşim, ister çocuğum olsun ilişkide benim ve senin ne hissettiğin, ne istediğin, ne düşündüğün ne öğrendiğin hepimizi ilgilendirir. Bu ilişkide; gel konuşalım, konuşarak karar verelim durumu vardır. Ben söylemem, beraber konuşarak karar vermeye çalışmalıyız düşüncesi üstün gelir. Biraz önce bahsettiğim evin, mekanın yapılandırması olayını sohbet içinde beraberce yapmak,birisinin diğerine empoze ettiği bir yapı değil, konuşa konuşa sohbet içinde bir yapı oluşturmak öncelikli hedefimiz olsun.” Nasıl yapılandırabiliriz ? ” sorusunun cevabını birlikte aramak önemlidir. Biz ilişkisinde insan- insan ilişkisi vardır. Saygı ve sorumluluk ile ilişkilendirilir ve baskın duygu sevgidir. Bu süreçte benim “Geliştiren Anne Baba” kitabımdan yararlanabilirsiniz.

Etki ve İlgi Alanımız

Bu dönemde üzerinde sıklıkla duracağım bir konu ise etki ve ilgi alanımız arasındaki farkı bilmektir. İlgi alanımız bizim duyabildiğimiz, işitebildiğimiz, okuyabildiğimiz tüm alanlardan gelen bilgileri içeri ve onlarla ilgilenebiliriz. Hastalığın seyri nasıl, Amerika’da, Çin’de, Italya’da durumlar nedir?, ülkemizde durum nasıl? Bunların hepsi bizim ilgi alanımıza girebilir. Fakat etki alanımda, ben verdiğim kararlarla kendi davranışımı nasıl yönlendirebiliyorum, işte önemli olan budur. Hangi konularda karar alıp bu verdiği kararlarla neyi etkileyebiliyorum? Bu çok önemli bir ayrım ve bunun farkında olmamız çok önemli. Başkalarının davranışlarını değiştirmeye çalışmak kendi etki alanımıza girmez. Kendi etki alanımızı değiştirmeye çalışmalıyız. Kendi değiştirdiğimiz davranışla örnek olmaya çalışmalıyız. Bu belirsizlik döneminde kaygılar ve öfkeler çoğalarak gittikçe sağlığımızı etkileyebilir. Bu dönemi bizler kendimizi daha iyi anlamaya ayırabiliriz. Öyle faaliyetler yapmaya çalışabiliriz ki kendimizi keşfetme, dünyayı keşfetme, daha bilinçli bir hale gelme noktasında yol kat edebilelim. Bu yolculuk bittiğinde daha gelişmiş bir aile, daha gelişmiş bireyler olabilelim. Bunun için bu sürece bir fırsat olarak da bakabilirsiniz bir musibet olarak da bakabilirsiniz. Seçim sizin seçiminiz. Umarım siz anne babalar ve öğretmenlerimiz gelişen ve geliştirenlerden olursunuz. YGA’ yı takip eden YGA’nın felsefesiyle uyum içinde olanlara da yakışan budur.

Hepinize Sağlıklı Günler Diliyorum

Sevgilerimle…

Doğan Cüceloğlu